
28 Ekim 2012 Pazar
Yunus Abi ve Güzeller Güzeli Ömer Faruk Tuncer

22 Ekim 2012 Pazartesi
Mert Akkaş The Tramvay Warrior

SON
Fare Yarim

Sincanlı fare yarim,
Patatesten tatlı yarim.
Ne dediler sana yine de
Moralini bozdun yarim.
Vıyıldayarak gezerdin,
Çiçekleri ezerdin,
Şakalarımdan bezerdin,
Ne oldu da gittin yarim?
Burun fare burnu,
Saçlar alev mavi,
Dudaklar şeker pancarı,
Daha ne isteyebilirimki?
Aramıza deniz girdi.
Bu mesafe kalbimi deldi.
Bence aşkımız çok güzeldi.
Trenle falan gelemez misin?
Ayıya Yaklaşma Aşık
Aşk ve İnşaatta Umut
Fareler ve Aşk
Hiç fareye bastın mı sevgili?
Vıyık Vıyık bağırır.
İşte sen de kalbime bastın
Kapana kısılmış bir fare gibi.
Vıyık Vıyık bağırır.
İşte sen de kalbime bastın
Kapana kısılmış bir fare gibi.
Cevher Bebek
Bebeğim nasıl kıydılar sana!
Neden acımadılar minicik yavrucağa?
Aklımı yitireceğim, çıkacağım dağa.
Ne olur geri gel Cevher Bebek.
Daha dün vızzıklıyordun,
Gülüyor, hopluyor oynuyordun.
Belki de olacakları biliyordun.
Geri gelemez misin Cevher Bebek?
Annen demişti ki "Gözünü ondan ayırma"
Ben de demiştim "Sus karı cıyırma!"
Keşke bedenin olmasaydı kıyma.
Yalvarırım geri gel Cevher Bebek.
İnsan hiç bırakır mı bebeğini kasapta?
Ama yoktu ki bu olaylar hesapta.
Geçen gördüm satıyorlardı aynından pet shopta.
Ölmesen olmaz mıydı Cevher Bebek?
Kaptı kolunu canavar makine,
Etti yumuşak etlerini lime lime,
Keşke gitmeseydin sen güme.
Benimle kalamaz mısın Cevher Bebek?
Kan sıçradı her yana,
Kasap kaçtı bir tarafa,
Ağlıyordum bağıra bağıra,
Özür dilerim Cevher Bebek.
Boşalttık sevdiğin top havuzunu.
Şimdi taşıyoruz küçük tabutunu.
Bırakıyorum artık minik avucunu.
Toprağın bol olsun Cevher Bebek...
Neden acımadılar minicik yavrucağa?
Aklımı yitireceğim, çıkacağım dağa.
Ne olur geri gel Cevher Bebek.
Daha dün vızzıklıyordun,
Gülüyor, hopluyor oynuyordun.
Belki de olacakları biliyordun.
Geri gelemez misin Cevher Bebek?
Annen demişti ki "Gözünü ondan ayırma"
Ben de demiştim "Sus karı cıyırma!"

Yalvarırım geri gel Cevher Bebek.
İnsan hiç bırakır mı bebeğini kasapta?
Ama yoktu ki bu olaylar hesapta.
Geçen gördüm satıyorlardı aynından pet shopta.
Ölmesen olmaz mıydı Cevher Bebek?
Kaptı kolunu canavar makine,
Etti yumuşak etlerini lime lime,
Keşke gitmeseydin sen güme.
Benimle kalamaz mısın Cevher Bebek?
Kan sıçradı her yana,
Kasap kaçtı bir tarafa,
Ağlıyordum bağıra bağıra,
Özür dilerim Cevher Bebek.
Boşalttık sevdiğin top havuzunu.
Şimdi taşıyoruz küçük tabutunu.
Bırakıyorum artık minik avucunu.
Toprağın bol olsun Cevher Bebek...
Esma Canbulak
"Üşüyorum anneciğim..." dedi çocuk titreyerek, "üşüyorum, biraz daha ekmeğimiz yok mu?". Kadın
gözünden yaşlar akarak çocuğuna baktı. Bir şey söyleyecek gibi oldu,
sonra başını öne eğdi. Sobadan aldığı yanan odunu çocuğun ağzına sokarak
şarkılar söylemeye başladı. Deliydi bunlar, ailecek manyaktı; Babaları
geçen sene kendini çim biçme makinası sandığı için güvenlik güçleri
tarafından etkisiz hale getirilerek hapise atılmıştı... Manyaktı bunlar,
korkunçlardı... Kadın gülüyordu, çocuğun ağzından kanlar akarken o
gülüyordu. "Artık doymuşsundur he mi yavrum?" diyerek çılgın mambo jambo
dansı yapmaya başladı. Çılgınlar gibi dans ediyordu çünkü o artık 42
yaşındaki Esma Canbulak değil özgür bir ruhtu. Rüzgarın bebeğiydi
o. Enerjiydi. Herşeyi görebiliyordu tüm evreni tüm insanları. Dansı
hızlandıkça başı döndü, kusmak için pencereyi açtı. Bir anda aşağı doğru düştü
ve oracıkta vıccık diye kaldırıma yapıştı. Sabah kapıcı beyaz karların
arasında gerizekalı kadının ölüsünü bulunca göz yaşlarını tutamayarak
şu sözleri söyledi;
"Ak akçe kara gün içindir"
"Ak akçe kara gün içindir"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)