Karşıyaka Çarşı'da anlamsızca dolaşırken onu gördüm. Bu durumu
biraz yadırgamıştım çünkü O da normal insanlar gibi gezip eğleniyor, alışverişini
yaparak vakit geçiriyordu. Onunla karşılaşacağım günün hayalini
defalarca kurmuştum ve işte karşımdaydı... Aslen Yozgat'lı şarkıcı
Mustafa Sandal... "Abi," diye bağırdım "Onun arabası var!". Yüzüme
anlamsızca baktı. Ne biraz gülümsemişti ne de hayalimdeki gibi "Güzel mi
güzel!" diye bağırmıştı. Sessizlik olunca tekrar konuşma gereği
duydum. "Abi..." dedim, "Şarkıları çok beğeniyoruz.". "Teşekkür ederim." deyip
gülümsedikten sonra yapmacık hayatına geri dönmeye yeltendi. Resmen beni
sallamıyordu. Marka güneş gözlükleri gözlerini görmemi engelliyordu ama
emindim ki ruhsuz ve ölüydüler. Bu yakınlığıma karşı böyle davranan birisi
sevgi dolu falan olamazdı. Şansımı tekrar deneyerek "Abi" dedim "Ben de
Yozgatlıyım, seninle yıllarca gurur duyduk. O kadar batı dünyasının içinde
olup bizi temsil ettin, sen benim ve bir çok insanın rol modeliydin.". Bu
söylediklerim bile onun yüreğini alevlendirmişe benzemiyordu. "Bak
kardeşim" dedi "benim artık Yozgat'la bir alakam yok.". Bu cümleyi
duyduğumda başımdan kaynar kazanlar... "Sen" dedim, "n-nasıl böyle bir şey
söylersin? Yılan herif! Biz yıllardır senin kasedini boşuna mı aldık? Sen
bizim müzik prensimizdin.Yozgat'la alakası yokmuş! Çıkar nüfus
kağıdını, çıkar çabuk!". O an koskoca Mustafa Sandal'a emir verdiğimi fark
ettim. Tereddüt etse de yavaşça nüfus cüzdanını çıkardı, kimliğini
uzatırken çok utanıyor gibiydi ünlü sanatçı. Bunun nedenini birazdan
anlayacaktım. "Bak" dedim "Yozgat'la alakan yokmuş! O zaman burada neden
doğum yeri Yozgat yazıyor? Cevap versene!". "Yazmıyor" dedi. Gerçekten de acı
detayı fark etmemiştim. Mustafa Bey'in doğum yeri Ohio/A.B.D. olarak
değiştirilmişti. "A-amerika?" diyebildim. Neden? Başım dönüyordu. Halkımızın
gururu Alev Musti... Bunu nasıl yapabilirdi? Kusacak gibiydim. Dizlerimin
üstüne çökmüştüm. Bu halim onu üzmüş olacak ki suçluluk duygusu ile
kendini açıklamaya çalıştı."Bak ben sadece yapmam gerekeni yaptım". "KES
SESİNİ" diye bağırdım "KES SESİNİ SENİ AMERİKA KÖPEĞİ!SEN YOZGATLILARIN EN
AŞAĞISISIN! KONUŞMAYA HAKKIN YOK SENİN...". Birden göz yaşlarına
boğuldu."SADECE BEN MİYİM SANIYORSUN? HERKES YOZGAT'I TERK EDİYOR, Tamer
Karadağlı, Gökhan Özen, Keremcem... hepsi artık Amerikan
vatandaşı.Anlamıyor musun? Artık her şey bitti. Onlar bizi
biliyor... Yozgat oldukça dünyayı ele geçiremeyeceklerini biliyorlar. O
yüzden beni ve diğerlerini kendi taraflarına geçirdiler.Lütfen sen de direnme yeni dünyada ya güçlüye
katılırsın ya da yok olursun.Anlasana başka seçeneğim yoktu.". Elini omzuma
koyacak gibi oldu. Sertçe onu kendimden uzağa iteledim. "Her zaman bir
seçeneğin vardır Musti" dedim "Sen korkaklığı seçmişsin. Umarım yeni
gelecek olan Yozgatlılar senin gibi birinin varlığından haberdar
olmazlar. Sen atalarımızı utandırdın. Vatanını satan birisi benim dostum
veya hemşerim olamaz. Şimdi defol git. Seni göremeyeceğim bir
yere...Yoksa kötü olacak.". Hızla eve doğru yürümeye başladım. Yolda en
sevdiğim manava selam bile vermemem, çoğu ahbabım olan Karşıyaka esnafı
arasında telaş yaratmıştı. Minik ve sevgi dolu yürekleri acaba bu çocuğa
ne oldu diye pır pır hopluyordu. Onlara bir şey söylemeden hemen eve
çıktım. Bu olaydan sonra biraz yalnız kalmalıydım. Süper marketten temin
ettiğim ucuz şaraptan bir yudum aldıktan sonra salonuma geçtim. Bir oraya
bir buraya yürüyor sonumuzun ne olacağını düşünüyordum. Çekmeceden
Babamın beylik tabancasını çıkartıp elime aldım. "Acaba..." dedim "acaba bu iş
nasıl bitecek?" O sırada dünyada arkadaşım varmış gibi olsun diye açık
bıraktığım televizyondan "flash haber" kelimelerini duydum. Bir kartal
çevikliğiyle uzaktan kumandayı alıp sesi sonuna kadar açtım. Sunucu üzgün
bir ifadeyle ünlü sanatçımız Mustafa Sandal'ı kaybettik diyordu. Başta
anlam veremedim. Haber ilerledikçe Musti'nin Karşıyaka sahilinde kendini
vapurun altına atarak canına kıydığını öğrendim. Açık olan pencereden
gökyüzüne bakarak "Demek hala biraz onurun varmış Mustafa" dedim. Bir kaç
dakika sonra içtiğim şarabın bozuk olması nedeniyle bayılarak kafamı
koltuğun kenarına vurdum.